Tekrar başlıyorum
Uzun zaman sonra tekrar klavyenin başına geçtim. Bazen soluklanmak, demlenmek, sorgulamak, yenilenmek gerekiyormuş.
Bu soluklanma sürecinin elbette tehlikeli yanları var. En büyük tehlike, değişirken kendine ait doğrulardan, seni sen yapan özelliklerden vazgeçmek. Vazgeçirmeye izin vermek.
Hep insanları olduğu gibi kabul etmek gerektiğini söyleriz ama bunu eyleme geçirmekten kaçarız. Mutlaka değiştirmeye çalışırız ve buna da en güzel kılıfı geçiririz: Toplum ne der, el alem ne der?
Farkında mısınız? Her ne kadar modern bir imaj sergilense de insanlar her geçen gün bencilleşmeye başladı. ‘Ben’ kelimesi en sık kullanılan kelime oldu. Bu ‘ben’ kelimesinin içi öyle doldu ki taştıkça karşısındakiler kırılıyor ama farkında bile değiller.
Ben öyle istiyorum, ben yaptım, ben demiştim, ben haklıyım, ben yanılmam, Ben seçerim. Ben ben ben. Sürekli ben diyenlere, ‘’o zaman tek başına yaşa’’ diyesim gelir ama diyemem.
Hayat şartları gerçekten zorlaştı. Maddi zorluk öyle ya da böyle çözülür ama psikolojik zorluğu çözmek çok daha zor.
Bu yüzden kişi bazen soluklanmalı, demlenmek için kendine zaman vermeli. Psikolojini tamir edemezsen maddi durumunu da tamir edemezsin.
Psikolojin bozuksa ilişkilerini de tamir edemezsin. Psikolojin bozuksa iş hayatını da tamir edemezsin. Kendini yok sayarsan, yok sayılmana izin verirsen, kendi doğrularını, tercihlerini, isteklerini rafa kaldırırsan emin ol ne kendine faydan olur ne de yakınlarına. Unutma ki mutluluk da bulaşıcıdır. Sen mutlu olursan karşındakini de mutlu edersin. Mutlu olmak ve mutlu etmek için tek renk olmak gerekmiyor. Düşünsenize hayatta tek bir renk olduğunu her şey ya kırmızı, ya siyah ya da beyaz. Sen kırmızı ol karşındaki mavi diğeri sarı. Önemli olan bu farklı renklerin birbirine saygı duyması. Kendinden ödün verdiğin zaman rengin solar, rengin solmaya başladığı zamanda karşındakilerin de rengini soldurmaya başlarsın.
Biz insanoğlunun en iyi yaptığı eylem suçlamak. İtirazı saygısızlık, eleştiriyi hakaret, hayır demeyi itaatsizlik olarak görüp suçlamaya başlıyoruz. 0ysa bilinmesi gereken tek şey: ben benim, sen sensin.
Bundan böyle bu sayfada sizlerle olacağım. Madem soluklandık, demlendik paylaşmaya başlayayım.
ELMA SİBEL